top of page

Kuzguncukta Geçmişe Yolculuk...

  • sindirella
  • 16 Nis 2016
  • 3 dakikada okunur

Kuzguncuk.... Üsküdar'ın içinde Üsküdardan bağımsız bir semt...

Hani şu filmlerde gördüğümüz herkesin birbirini tanıdığı, selam verdiği şirin semtler var ya heh işte onlardan biri...

Tarihini araştırınca hemen gitmeliyim dediğim semt. Daha medyatik söylemek gerekirse hani şu "Ekmek Teknesi, Perihan Abla, Hayat Bilgisi" dizilerine ev sahipliği yapan semt... Daha otobüsten iner inmez taksiciye burası mı deyip sıradan bir cadde sandığım fakat az öteye vardığımda; manavı, berberi, kaldırımda tavla zarı atıp sohbet eden sevimli amcaları görünce fikrimi jet hızıyla değiştiren semt...

Osmanlı tarzı cumbalı, ahşap evleri gördükçe yokuş, merdiven, demeden kendimi kaybettiğim fakat o derin ruhu bulduğum semt. Birbirine benzeyen binaların, birbirine benzeyen mağazaların, avm'lerin olmadığı; apartman yığınlarıyla hala tanışmamış bir semt...

Biraz dolaşsanız belki bir ev bile kiralamaya kalkışıp kendinizi emlakçıda bulabilirsiniz benden söylemesi :) İnsanları da bir o kadar nezih, ilgili ve güleryüzlü... Daha sokağın başında kedilerin peşimden koşmasından anlamıştım bu semtin insanlarının güzelliğini.

Sokaklar fotoğraf çektirmeye gelen, en güzel anlarını ölümsüzleştirmek için burayı seçen gelin ve damatlarla dolu. Ben de foto makinemi elimden düşürmedim desem yalan olmaz. Kaldırımda düz yürürken kendimi bir bahçenin içinde buldum meğer Fethi Paşa Korusu içinde bir bostanın içindeymişim üstelik İstanbul'da hala bostan olabileceğini hayal bile edemezken büyük sürpriz olmuştu benim için. Yeşil alanların acımasızca yok edildiğini düşününce, bölge halkının bu bostanlık ve koruluk için nasıl mücadele ettiğini tahmin etmek zor olmadı. Koşar adımlarla soluğu bahçevanın yanında aldım ve meraktan başladım sorular sormaya:)

Geçmişte Rum asıllı bir vatandaşımız olan İlia, bostanda yetiştirdiği sebzeleri satıyormuş. Günümüzde ise parkta bulunan 86 küçük bahçe kura yoluyla kiraya veriliyormuş. Ziraat öğrencileri de eğitim amaçlı buraya geliyorlarmış. İçinde küçükte olsa bir park var. Korulukta yürüyüş yapılabilir. Hala böyle yerlerin olması gerçekten mutluluk verici. Kuzguncuk geçmişte Rumlara, Yahudilere, Ermenilere ev sahipliği yapmış. Klise, Cami ve Sinogog'un bir arada bulunduğu; çan, ezan ve hazan seslerini bir arada duyabileceğiniz ender yerlerden biri. Yer kalmayınca Klisenin bahçesine Cami yapılması ise hoşgörünün canlı bir örneği. Günümüzde buna öyle ihtiyacımız var ki :(

Kuzguncuk Bizans İmparatorluğuna dayanan tarihiyle hala ayakta. Direniyor, yıkılmadım burdayım dercesine dimdik. Bugün şunu bir kez daha anladım ki hakikaten şehirlerin, ilçelerin, semtlerin de bir ruhu var bunları yaşatmak ise gerçekten biz insanların elinde.

Tarihin kokusunu içinize çekebileceğiniz samimi, şirin bir yer.

Şiddetle gitmenizi tavsiye ederim. Gitmeyi düşünürseniz arabayla gitmenizi önermem zira park sorunu yaşayabilirsiniz. Toplu ulaşım araçları daha avantajlı olur diye düşünüyorum. İmkanınız varsa da bisitletle dolaşmanızı öneririm. Tebdili mekanda ferahlık vardır derler :)

Yalnız foto makinenizi sakın evde unutmayın :)

Bu kadar yürüyüş ve fotoğraf çekiminden sonra malum acıktım :)

Ben salaş ve mütevazi yerlerde bir şeyler yemeye bayılırım; bu nedenle merdiven altında basit görünen bir köfteciyi görünce hemen burada yemeye karar verdim. Meğer meşhur "Palanın yeri" burasıymış :) Köfte seviyorsanız burayı tavsiye ederim yani en azından ben memnun kaldım tabiki herkesin damak zevki ve tercihleri farklı bunu da gözardı etmemek gerekir.

Farklı alternatifler de var elbette balıkçı restoranları, ev yemekleri, envai çeşit kahvaltılık hazırlayan mekanlar, fast food tarzı cafeler...

Dilerseniz de boğaza nazır simit ve çay :)

Tercih sizin damak zevkinize kalmış.

Ciklet Cafe... Göz zevkinize hitap edecek şirin bir mekan.

Bilmem :)

Ekmek Teknesi dizisine ev sahipliği yapan meşhur köşe.

Perihan Abla sokağındaki Asude çay evi...

Palanın yeri...

Mis gibi acılı köfte içinde yok, yok :)

Betty Blue...

Burada kahvaltı yapabilirsiniz ben kahvaltı edip öyle gittiğim için yapamadım bir daha gidersem denemeyi düşünmüyor değilim:)

Burası da yine dış dekorasyonuyle ilgimi çeken yerlerden.

Balık yemek isteyenler deneyebilirler.

Hem kitap bakıp hem de kahve içmek isterseniz, Nail Kitabevi tam da aradığınız yer. Bu tarihi köşe binada bi keyif kahvesi içilir doğrusu. Ben içemedim hakkımı bir dahaki sefere saklıyorum çünkü sağ sokağa girip geri dönücektim sözde ama ara sokaklarda kayboldum. Bundan da şikayetçi değilim. Kuzguncuk’un sokaklarında kaybolun, beklemediğiniz sürprizlerle karşılaşabilirsiniz benden söylemesi :)

Rengarenk şemsiyeleriyle Savor Cafe...

Burayı özel kılan bence renk renk şemsiyeleri :)

Renk renk şemsiyelerle dolu, deniz manzarası karşısındaki bu mekanda

çayınızı, kahvenizi yudumlayabilirsiniz.

İcadiye caddesinin sağ köşesindeki Dilim Pastanesi'nden pasta şiparişinizi verip cafeye öyle çıkabilirsiniz.

Pastane ve Savor Cafe mekanı ortak kullanıyor bilginize.

Şimdi gelelim ne giyinmeli kısmına:) Ben spor giysilerle rahat bir gün geçirmek istedim ve düz ayakkabılar tercih ettim. Kuzguncukta dik yamaçlar ve merdivenler olduğu için düz ve rahat bir ayakkabı giymenizi öneririm. İlle de topuklu diyenlerdenseniz dolgu topuk olsun ;) Kuzguncuktan sevgiler, BonBon ;)

Sweatshırt: Çilek Sokak

Pantolon/Culottes: Stradivarius

Pardesü/overcoat: Stradivarius

Ayakkabı/sneakers: Polaris

Bere:H&M

 
 
 

Comments


Featured Posts
Daha sonra tekrar deneyin
Yayınlanan yazıları burada göreceksiniz.
Recent Posts
Archive
Search By Tags
Follow Us
  • Facebook Basic Black
  • Twitter Basic Black
  • Instagram Basic Black
  • Pinterest Basic Black
bottom of page